24 Ağustos 2016 Çarşamba

ROMA - Gezi Notları - 3 Günde Roma Nasıl Gezilir ?






Herkesin hayatta ait olduğu bir şehrin olduğuna inanıyorum. Doğduğun değil , sevdiğin şehirde yaşamalısın bence. İşte benim de bu hayattaki rüya şehrim Roma. Çok fazla şehir , ülke gezip görmedim belki karar verecek kadar. Ama yıllardır hayalini kurduğum şehri gezip görüp ve aşkım kat  ve kat artınca , tamam dedim ben Romalıyım arkadaş.

Romaya ilk ziyaretimi Ekim 2013 de gerçekleştirdim. Daha önceden ailemle Viyana ve Tunus a gitmiştim ama 10 12 yaşlarındaydım . Yani bu bilinçli olarak ilk yurtdışım sayılabilirdi. İkinci Roma ziyaretim ise Mayıs 2016 daydı. Bu yazıda 2 gezimdeki tecrübelerimin karışımı olarak yazıyor olacağım.

İki ziyaretimde de Alitalia ile seyahat ettim.25 yaş altı indirimi oluyor ilkinde faydalanmıştım, bu kampanyayı kontrol etmeniz fayda var, ama genelde hep olan bir uygulama. Türk şirketlerine nazaran eğer bayram-seyran gibi zamanlarda gidecekseniz ve benim gibi bu dönem için geç bir bilet alımına kaldıysanız yerel havayolu şirketlerine bakmakta fayda var. Ülkemizdeki havayolu şirketleri her daim özel günlerde çok pahalı olup , kampanyalara özel günleri dahil etmeyip bizlere "ne koparsam kardır" mantığıyla baktığı için , ben ilk olarak hep yerel şirketlere bakıyorum. Bilet için Skyscanner a veya Momondo ya bakıp , sonradan kendi sitelerinden fiyat kontrolü yapıyorum. Arada zevk için bilet baktığımı itiraf etmeyelim. Ama erkeklerde zevk için araba falan bakmıyor mu ? Bence çok makul bir örnek oldu :) Neyse devam edelim.



İkinci gidişimizde Alitalia bir anda İstanbuldan gerçekleştireceği öğlen uçuşlarını iptal ettiği ve bize bunu sadece "your flight has been cancelled" mailiyle haber verdiği için bir anda panikledik. Dönüş için ekstradan pegasustan bir bilet daha almak durumunda kaldık , tabi tabiri caizde son dakika aldığımız için biraz kazığı yemiş olduk. Alitalia son dönemde uçuş iptallerini çok fazla yapmakta , özellikle son zamanlardaki terör olaylarından dolayı birçok şirket iptaller yaptı ve benim karşılaştığım en fazla Alitalia ' da var bu uygulama. Sanırım bir daha Alitalia dan bilet almayacağım , son dakika da plan değişikliği olması insanın siniri bozuyor.

Bileti aldık , şimdi sıra uygun otel bulmaya geldi. İlk kez giderken okuduğum kadarıyla Roma İstanbulda yaşayan biri için oldukça küçük sayılabilecek bir şehir ve yürüyerek pekala gezilebilir büyüklükte. O zaman çok merkezde olmasa da havaalanı ulaşımının kolay olabileceği , terminal , havaalanı ring seferi güzergahı , metro yakını gibi yerlere bakmaya başladım. Ve karşıma hep aynı bölge çıktı , Termini.



Termini , merkez tren istasyonunun bulunduğu daha az turistik sayılabilecek bir yer. Havaalanından trenle , otobüsle veya sarı dolmuş benzeri 8 kişilik arabalarla gelebilirsiniz. Biz o dolmuşumsu araçla gidelim hemde etrafı görmüş oluruz diyerek 12 euro verip binmiştik. Geze geze , göre göre , heyecan arta arta yaklaşık 40 dakika da Terminiye ulaştık. İkinci gidişimizde havaalanı dışında yer alan otobüslerle gittik , 8 € / kişi başı ulaşım sağlanıyor. Ama otobüsler çok küçük ve uzun bir sıra beklemek zorunda kaldık. Ben 12 € ya dolmuşu tercih ederim veya hızlı ulaşım için Termini'ye giden trenleri (Leonarda Express) tercih edebilirsiniz. Sonrasında da metroya binerek otelinize ulaşabilirsiniz.

ÖNEMLİ NOT: İtalyada tren biletinizi aldıktan sonra peronlarda bulunan otomat benzeri aletlere biletinizi onaylatmanız gerekiyor. Gişeden bile almış olsanız bunu yapmak zorundasınız. Bileti otomata sokuyorsunuz ve otomat ufak bir delik,mühür şeklinde onaylayıp size bileti geri veriyor. Sonrasında tren kalkınca kondüktör gelip biletinizdeki bu onayı kontrol ediyor. Gözümüzün önünde bir ispanyol çifte bilet onaylatmadıkları için 50 şer € ceza kestiler. Aman diyim bunu unutmayın !




Termini merkeze 20 dakikada yürüyebileceğiniz bir yer. Tabiki etrafta gezebileceğiniz tarihi yerler, kiliseler az da olsa var. Roma'nın taşına toprağına kurban her yerde birşey var zaten :) Otelimizin adı Hotel Everest ti. Booking den ayarlamıştım. Avrupa standartlarına göre ortalama düzeyde , temiz , güvenli ve yardımsever çalışanları olan bir hotel. Eski bir binanın içerisinde bulunan birkaç otelden biri. Etrafta yeme içme olarak çok efsane restaurantlar tabiki yok ama karnınızı doyaracak güzel yerler bulabilirsiniz. Yinede Terminide kalıyorsanız karnınızı doyurup, uyumaya otele dönmeye gelmek daha mantıklı bir plan olur. Ortalama 30-40 euroya kalmıştık.

Mayıs 2016 evimiziz kapısı




İkinci gidişimde ise üniversite arkadaşlarımla gittim ve sayımız fazlaca olduğu için (5 kişi) airbnbden ev kiralayalım daha uygun olur dedik. Romaya önceden gittiğim için ev bulma işini bana bıraktılar. Bende Pantheonun dibinde çatı katı,küçük , sevimli fakat ev içi mimarisi biraz değişik bir ev buldum. Size tavsiyem airbnb den ev sahibinizle videolu bir görüşme yapmanız ve evi size bu şekilde gezdirmesini istemeniz. Tuvalet evdeki tek yatak odasının içinde ve kapısı cam , evet CAM. Yatak odası çatıdan dolayı yükselen tavan sayesinde iki kat gibi tasarlanmış. Resimlerden çok beğendik , yeride süper ama bu ayrıntıyı kimse farketmemiş. Bu yüzden siz siz olun videolu olarak evi gezin. 3 gecesine 400 tl verdik adam başı. İki gezimde de hemen hemen aynı fiyata konakladım , ama ikinci gittiğimdeki evin yeri ve bir Romalı gibi evde kalıp, çatınızda espresso içmek paha biçilemez bir deneyimdi.


Özenle dekore edilmiş evimizin kaktüsü
Son gün balkonumuzda oturup kart yazmıştık

Roma metrosunu kullanarak gezilecek her yere gidilebileceği için ben kalmak için illa burada kalın geri kalan yerler kötü diye birşey söyleyemem. Booking deki kampanyalardan yararlanarak çok uygun fiyata ne tarz bir konaklama istiyorsanız bulabilirsiniz.

ROMA 3 GÜNDE NASIL GEZİLİR ?

Biletinizin sabah Romaya iniş , 1 tam gün ve ertesi akşam dönüş olduğu bir gezide bile bu anlattığımı yapabilirsiniz. Evet biraz yorucu olur. İdeali 3 tam gün ve gidiş geliş günleriyle 4 gece 5 gün. Şimdi gelelim alternatif rotalara. Sindire sindire ama gezilecek her yeride görüp , hatta akşamları hoşunuza giden mekanlara tekrardan gitme şansınızın olduğu bir program. Bende şahsen bu şekilde gezmiştim. İlk önce birkaç öneri ;

  • Roma gezisinde vakit kaybetmemek için kesinlikle biletlerinizi internetten alıp "skip the line" yaparak özellikle Vatikanda en az 45 dakika kazanabilirsiniz. İlk gidişimizde 1 saate yakın sıra beklemiş bir insan olarak tavsiyem odur ki biletinizi önceden alın. Sıradaki insanların yanından, elinizde e-ticket kağıdınızla geçerken bana dua edeceksiniz. 
  • Ben sadece Vatikan için ilk gezimde metroya binmiştim. O da dönüş günümüz olduğu için yorulmayalım diye. Yoksa heryere yürüyerek gidebilirsiniz. Ama ben yorulmak istemiyorum , görülecek yerlerin kapısında ineyim , sonra yine metroya binip otelime döneyim derseniz Roma Pass alabilirsiniz. 72 ve 48 saatlik seçenekleri mevcut. Belirli müzelere sınırlı sayıda bedava giriş ve geri kalan bazı yerler içinde indirim sağlıyor. Ulaşım içinde , geçerli süre zarfında bedava geçişler sağlıyor. Buradaki önemli nokta ;müze ve ulaşım güzergah listesine göz atmanız. Çünkü popüler yerlerde ve havaalanı ulaşımında geçmiyor. (Vatican, Colosseum , Roman Forum ) Onlara güvenip 38 € vericem nasılsa 20 € luk biletten kurtulacağım diye düşünmeyin. Roma Pass kartını internetten alınca 2.5 € daha uyguna alabiliyorsunuz. Ödemenizi yapıp çıktıyı aldıktan sonra 6 ay içinde geçerli Roma Pass iniz oluyor. Seyahat sırasında Roma Pass satan yerlere giderek çıktınızla beraber istenilen gün için bastıracağınız kartınızı almanı gerekiyor. 
  • Yurtdışında en çok suya para veriyoruz biz. Malum genelde yaz aylarında gidiyoruz , yürüyoruz ve susuyoruz. Romada kendi şişenizi götürerek şehrin her bir köşesindeki musluklardan su içebilir ve şişenizi doldurabilirsiniz.
  • Yankesicilik her turistik yerde olduğu gibi maalesef Romada da var. Ama biz İstanbul bebesiyiz bize birşey olur mu ya demeden önlem almakta fayda var. Bizim başımıza birşey gelmedi. Otel kasasına fazla parayı bırakmak , özellikle telefonları cafelerde masalara koymamak , pasaportlar için mini bir çanta gibi önlemlerimiz var. 
  • Kesinlikle ama kesinlikle rahat bir ayakkabı giyin. Günde ortalama 13-14 km yürümüştük , hatta rekorumuz 21 km. Toms giymek gibi hayatımın en büyük hatasını yapmıştım. Sonrasındaki 1 hafta tabanlarım ağrımıştı. 
  • Turist infolardan yada otelinizden bir harita alın ve görevlinin önemli yerleri işaretlemesini isteyin. Telefondan bakmaktansa elde harita old school gezmek her zaman favorim. 
  • Roma sokaklarındaki favori yerinizi belirleyin ve orayı mutlaka akşamda ziyaret edin. Işıklandırma ihtişamlı yapılara ayrı bir güzellik katıyor.


Gezi turunu 3 güne şu şekilde yaymıştım.


  • Roma bir açık hava müzesi gibi. Gezip görülecek çoğu yer sokakta dolaşırken karşınıza çıkıyor zaten. 1 gününüzü bu yerlerin hepsini görmeye ayırabilirsiniz. Liste yapıcak olursak;
Piazza del Popolo : Büyük bir meydan , etrafındaki kiliseler tadilattaydı ama normalde gezilebiliyor. Bir çok cafenin olduğu bu meydanda kutlama, konser ve gösteriler düzenleniyor. Melekler ve şeytanlar daki yanarak öldüren papazın kiliseside bu meydanda.

Villa Borghese den inerken çektiğim Piazza del Popolo Meydanı


Piazza Spagna : İlk gittiğimde merdivenlerinde oturma zevkine erişmiştim. Hatta ve hatta evlenme teklifini de bu merdivenlerde almıştım :) Sonradan Romada büyük bir restorasyon başladı ve en son gittiğimde merdivenler kapalıydı. Üst tarafındaki kilise ziyarete açık, yandaki merdivenlerden çıkarak ziyaret edebilirsiniz. 


Mayıs 2016 tadilatta olan İspanyol Merdivenleri



Ekim 2013 


Ekim 2013 İspanyol Merdivenleri


Tadilat sonrası görüşmek üzere

Fontana di Trevi : Eski ve yeni halini görme şansım oldu. Tabiki bizde ki gibi bembeyaz mermerlerle annemiz yeni ciflemiş gibi duran bir restorasyon yapmıyor adamlar. Orijinaline sadık kalarak (ki orijinalleri bile bize nazaran yeni gibi ) , çevreye uyumlu yapılan restorasyonlarına bayıldım. Zaten dünyanın en iyi restorasyon okulları da Roma ve İtalyada yer almakta. Paranızı atmadan dönmeyin. Rivayete göre ;1 kere atarsanız , Romaya tekrardan geliyorsunuz (test edildi onaylandı ) , 2 kere atarsanız Romada evleniyorsunuz (neden 2 kere atmadım ki ) 3 kere atarsanızda bir Romalı ile evleniyorsunuz (iyi ki 3 kere atmamışım ) 


Kalabalıktan kendinize yer bulmanız gerekiyor para atmak için


Pantheon : Hayatımda en en en en etkilendiğim yer. Geceside gündüzü de ayrı ihtişamlı. İçeri girmeden listenizdeki Pantheona tick atmayınız. Etrafta bulunan cafelerde oturup saatlerce vakit geçirilebilir bence. Ama aylaklık yok , daha çok yer var.


Pantheona çok yakın enfes dondurmacılar var






Piazza Navona : Favori yerlerim arasında yer alıyor. Geniş bir meydan. Bir gece burada yemek yemiştik ve hayatımdaki en ucuz ve güzel şarabı burada içmiştim. Yeme - içme tavsiyelerinde hepsinden bahsedeceğim. 

Ressamlar ve sokak satıcılarının uğrak mekanı

Campo de Fiori : Pazarın kurulduğu bir meydan. Çiçek kokusu sizi zaten kendine çekecektir. 




Piazza Venezia : Eşimin en hayran kaldığı yapıtın da ( Monumento a Vittorio Emanuele ) bulunduğu Romanın en işlek caddesinin sonunda bulunan meydan. 

Monumento a Vittorio Emanuele : Eğer bu rotayı takip ederseniz ve bahar aylarında Romadaysanız (güneş çok geç batmıyorsa ) , 6 - 7 gibi burada olursunuz. 7 € verip cam asansörle binanın tepesine çıkın ve güneşi buradan batırın. Biz gittiğimiz yerlerde ne kadar tepe varsa çıkıyoruz ve şehre bir de tepeden bakıyoruz. Sizlere de Romada deneyimlemenizi tavsiye ettiğim şeylerin başında bu geliyor. Arka taraftan eski Roma (Colesseum ve Forum ) tarafını , ve önden de 7 tepeli Romanın ihtişamını ayaklarınızın altına seren bir yer. Eşim burayı daha önceden bilse evlenme teklifini burada yaparmış. 



İçeri girerek müzeyi gezebilirsiniz


İşte Roma'da gün batımı






Colesseum ve yarın nereye gitsek diye bakan Kemal


Güneşi batırdık karınlar acıktı. Şimdi nehrin öbür tarafına geçme zamanı.



Trastevere : Şehrin getto kısmı. Biz çok sevmiştik. Sokak sanatçılarının bol olduğu bu kısım akşam yemek yiyebilir, bir kadeh bir şeyler içebilir ve hatta gece takılmalık bir kaç mekanda bulabilirsiniz.




















Santa Maria Basilica in Trastavere : Kilisenin tepesindeki saat hala tıkır tıkır çalışıyor. Dış tarafı mozaikle kaplı bu kiliseyi gündüz de görmenizde fayda var. Meydandaki sokak gösterilerini izlemek insanı bir hayli oyalıyor. 





Size çizdiğim güzergahta olmasa bile Romadaki en güzel kiliselerden birini tavsiye etmeden geçemicem. Terminide kaldığımız otelin hemen alt kısmında yer alan Basilica Papale di Santa Maria Maggiore. Baya ihtişamlı bir kilise , biz ayin sırasında gezme şansı bulmuştuk. Yolunuz o taraflara düşerse mutlaka ziyaret edin.

Basilica Papale di Santa Maria Maggiore



Romadaki en önemli açık hava noktalarını bu şekilde sıralayabilirim. Sıraya uyarak Romayı yukarıdan aşağıya fazladan yol yürümeden gezebilirsiniz. Emin olun ki fazladan yol yürümek ve kaybolmakta Romadaki en iyi alternatif gezilerden olur. Yol üzerinde karşınıza çıkacak yegane yapılar sizi bekliyor. 


  •  1 gününüzü de Colosseum,Palatine ve Roman Forum a harcamanız gerekir: Heybetli Kolezyum ve antik bölge. İkisinede tek biletle girebiliyorsunuz. Mutlaka ama mutlaka gezinizin hangi gününde gideceğinizi planlayarak biletinizi internetten alın ve sıra beklemeden içeri girin. Bileti http://www.rome-museum.com/booking-tickets.php sitesinden satın alabilirsiniz. He ben içeri girmek istemiyorum. Kolezyumun önünde klasik pozumu veririm antik bölgeninde alası Efes de var derseniz , size katılıyorum. Ama ilk gittiğimizde şimdi gittik görmemek olmaz diyip girmiştik ama ikinci de arkadaşlarımı dahi sokmamıştım. 

Kolezyum 


"Maximus , Maximus" seslerini duyacak gibi geliyor insana

Forum Romano



Palatino Tepesi ve ölüm emri veren Kemal

Castel San'Angelo Melekler ve Şeytanların son sahneleri burada geçiyor


Campo di Fiore'den geçip Tibere doğru giden yolda karşımıza çıkan şaheser


Tiber Nehrinde kanoya binenleri çok kıskanmıştık

  • Diğer bir gün içinde adres Vaticano : Vatikan gerçekten 1 gün geçirilebilecek bir yer. E ne de olsa ayrı bir ülke. Bilet için ben https://biglietteriamusei.vatican.va/musei/tickets/do?do sitesini kullanmıştım. Sırayı beklemeden hemen giriş yapmıştık. Sitede Admission tickets bölümünden gün ve saat seçerek biletinizi alabiliyorsunuz. Çıktınız mutlaka yanınızda olsun, içeriye girince o çıktıyı bilete döndürebileceğiniz e-ticket sırası var . Ordan biletinizi alıp geziye başlayabilirsiniz. Bu biletle Sistine Chapel ine de giriş yapabiliyorsunuz. Zaten içerisi ikea gibi, yerler oklarla dolu.Sizi müze ve en sonunda da chapel e çıkarıyor. Alternatif bir kaç yol var biz uzun olanı tercih etmiştik. Vatikana ayırdığınız günde bilet saatinize göre yine nehrin diğer tarafında yer alan Castle San'Angelo ' ya uğrayıp içine girip gezebilirsiniz. Biz içene girmedik sadece Tiber üzerinden Ponte San'Angelodan geçerek dışarıdan görüp oradan da Vatikan tarafına geçmiştik.












Resimlerin olduğu bölümde yerlere de bakmak lazım






Fazladan günü olanlar için , hatta şöyle ifade edeyim lütfen bu söyleyeceğim yeri gezmek için fazladan gün yaratın ; Villa Borghese Gardens and Museum. Roma haritasına bakınca şehrin kuzey tarafında büyükçe bir yeşillik vardır. İşte dediğim yer tam da burası. Son gidişimde bir kısmını (ufacık bir kısmını) gezme şansı bulduğum , ama buz dağının görünen kısmının yarısını bile gezemediğimizi sonradan öğrendik. Müzesine bilet (yine internetten alabilirsiniz) alarak girebiliyorsunuz. Müzesi , Borghese ailesine ait sanat eserlerine bakıp , ne zenginlermiş arkadaş diye iç geçirebileceğiniz bir yer. Piazza del Popolonun merdivenlerinden çıkarak Villa Borghesenin girişine ulaşabilirsiniz. Biraz yürüyünce bisiklet kiralayacağınız yerler görüceksiniz. Kiralayın ve en uç noktasına kadar gezin. Çimlerde oturup yemek yiyin , içerideki küçük gölette sal kiralayıp tur atın ve Roma gibi turistik bir şehirde bu denli yeşil bir yerin var olduğuna hayret edin. 

Bizim gibi çimlerde yayılabilirsiniz
İçeride çok sayıda güzellikle karşılaşacaksınız

Villa Borghese Gardens 

Romada 3-4 günde gezilip görülecek yerleri bu şekilde sıralayabilirim. Şimdi bir sonraki yazımda yeme-içme tavsiyelerimi yayınlayacağım. Yayınladım bile --> Yeme İçme Tavsiyeleri için linke tık tık :)

Konuyla ilgili sorularınızı ve görüşlerinizi lütfen benimle paylaşın. 

Ciao Bellas






20 Ağustos 2016 Cumartesi

Nasıl Evlendik ?





Evlilik süreci zor zanaat. Bir şeyin başına düğün, gelin , evlilik sözcükleri eklenince zaten fiyata x2 hatta x5 falan ekleniyor. (bkz. gelin başı ) Malum orta halli ailelerin çocuklarıyız , çok fazla masraf yapamayız ama düğünde yapmak istiyoruz. İşte bu yazımda az masraf yaparak kendi backyard weddingimizi (amerikalıların kendi arka bahçelerinde düşük bütçe ile yaptıkları düğün)nasıl yaptık onu anlatmaya çalışacağım.

İlk önce nasıl bir konseptte düğün yapmak istiyoruz ona karar verdik. Son yıllarında modası olan kır düğünü çok hoşuma gidiyordu. Pinterestte ne beğensem rustic tarzda , kırada uyarlanabilir. Bir de hiç zaman salon insanı olmadım , hiç bir zaman kendimi kabarık bir gelinlik içerisinde düşünmedim , daha çok helenistic ve uçuş uçuş bir gelinlik istiyordum. Düğünün tarzıyla , gelinliğinin uyması da bence çok önemli , sahil düğününde prenses modeli giyerseniz komik olur bence (tabi herkesin kendi zevki bir insan sahilde evlenip prenses giymek isteyebilir.) , ama bence insanın kendi tarzıyla da uyumlu bir şekilde evlenmesi daha hoş olur . Yıllar sonra annelerimiz gibi (çoğu 80 lerde evlenmiş bizim jenerasyonun anneleri ) dolma saçlarla ne komik olmuşuz der miyiz acaba ?


Gelinlik : Vakko 


Damatlık : Hugo Boss




Kır düğünü fikri cepte , şimdi sıra geldi mekan bulmaya . İstanbul da kır düğünü denince ilk akla gelen yerlerin hepsi genelde Sarıyer Bahçeköy mevkinde yer alıyor. Google da bir arama yaparsanız 10 a yakın mekan çıkıyor zaten karşınıza. Daha önceden düğün yapanlardan gördüğüm bir yerde aklım kalmıştı Event Garden. Gidip görüştük , çok güzel beğendik , hayaller kurdum şunu şuraya bunu buraya koyarız vs. Ama gel gelelim önümüzde organizasyon firması sorunu vardı. Genel olarak düğün mekanları size basic bir süsleme verirler . Nedir bunlar , masa örtüsü , orta çiçek , bazen gelin yolu süslemesi bile oluyor . Tamam hiç yoktan iyidir ama nerede o kütüklü süslemeler ve bir mum falan koyalım güzel olur , yılın trendi şeker masası da mı yapmayalım yani . İnsanoğlu maalesef her gördüğünü istiyor evet , hele ki "aman insan hayatında bir kere evleniyor" mantığıyla her şeyi yapmak istiyor. Event Garden  çok güzel ve tecrübeli organizasyon firmalarıyla çalışıyor ,eminim ki istediğim her şeyi yapabilirler ve harika sonuçlar çıkarırlar ama , AMA AMA bütçemizin çok üzerinde. Çünkü iş sadece düğünle bitmiyor. Ev düzmek zaten başlı başına bir masraf deryası iken , düğündeki muma çok para vermek istemiyorum açıkçası. Bu yüzden Event Garden maalesef elendi , çünkü haklı olarak organizasyon firması dışında kendimiz bir şey yapmamıza izin verilmiyor.

Düğün yerini bulmuş mutlu Pelin

Tekrar başa döndük ve yer aramaya başladık, instagram saolsun Villa Riva Garden'ı onun sayesinde bulduk. İnanılmaz güzel bir yer , aklımdaki backyard wedding e uygun , ve de muhteşem bir iskelesi var (orada nikah ne de güzel kıyılır ). Hemen mail attım , Erdal Bey (artık abimiz oldu ) geri dönüş yaptığında daha da havalara uçtuk , fiyatlar ortalamaya göre gayet makuldu. Kesin bi bit yeniği var bu kadar kolay olamaz dimi yer bulmak ? Erdal Abiyle (hemen de abi oldu , çünkü kendisi o kadar tatlı ve iyi yürekli bir insan ki ) Villa Riva Garden da buluşmak üzere sözleştik. Yanımıza Gamze ve Oğuz u alarak görüşmeye gittik. Gerçekten de kendi evi olan Villa Riva Garden 2 katlı bir ev , bahçede havuz yeşillik alan ve iskeleye sahip sıcacık bir mekan. Bize önceki düğünleri izletti , şartları konuştuk , mekanı gezdik. Tamam bulduk düğün yerimizi , organizasyonu da zorunlu tutmuyor. Daha ne isteyelim ki :) Dileyen iletişim bilgileri için bana yazabilir.

Şimdi sıra geldi organizasyon detaylarına , Erdal abi masa örtüsü ve orta çiçeği ücretsiz olarak sağlıyor  ve kendindeki malzemeleri de kullanmamıza izin veriyor.

Benim ihtiyaç listem şu şekildeydi ;

  • Runner
  • Masa ortasına dilim kütük
  • Supla kiralama
  • Şeker masası için bir sürü birşey (ona ayrı başlık açacağım) 
  • Tag için kumaş ve çiçek
  • Davetiye
  • Menü kartı
  • Nikah şekeri

  • Nedime Elbisesi
  • Nedime Çiçeği ve hediyeleri
  • Gelin Çiçeği ve yaka çiçekleri
  • Gelinlik
  • Damatlık
  • Gelin Tacı
  • Fotoğraf
  • Saç - Makyaj
  • Düğün Pastası
Organizasyona ait tüm detayları Eminönü'nden hallettim diyebilirim. Runner için jut kumaşını (çuval kumaşı diye de geçer ) ticaret üniversitesinin tam karşısında küçücük bir dükkandan aldım. Toptan satan bir yer ama bende yaklaşık 60 metreye yakın almıştım , 100 TL vermiştim amca çok tatlı bana 5 metrede fazla vermişti. Yanlarına dikmek için de dantele 40 TL vermiştim. Dikmek için terziler 200 300 TL istemişlerdi , ama Esra saolsun bir akrabasının bu işleri yaptığını bana da seve seve yardımcı olacağını söylediğinde bu işi de halletmiş olduk. Runnerlarım halen Villa Riva da. 1 tanesini kurtarabildim sadece.Planım arkadaşlarıma hediye etmekti ama yemek firması masa örtülerinin içinde runnerları da toplayınca :( bulamadım. Şu an bu seneki tüm düğünlerde benim runnerlar kullanılmış resimlerden gördüm. Umarım kullananların bir hayır duasını alıyorumdur. Lakin Eminönünde 30 kg jutu taşıyan Berfumunda runnerları diken Müşerref Teyze 'ninde (nam-ı diğer Müşo Yenge)  çok büyük emeği var 24 adet runnerda. Buradan runnerları kullanan gelinlere sesleniyorum , helali hoş olsun imece usulu düğün budur :) sonuç olarak en basic runnerın 10 TL den başladığı bu zamanda 140 tl ye 24 runnerım olmuş oldu.

Masa ortasına kütükleri ise yine Eminönündeki Özdemir Ahşap dan aldım. Gidip istediklerimi seçtim saolsunlar hazırlayıp bana kargoyla gönderdiler. 

Supla işte düğündeki en pahalı şey oldu. Kimine göre gereksiz , tabakların altında kalan bir şey ama ben nedense çok istedim. Daha önce Berfu'dan duyduğum Mustafa Organizasyon 'un kendi yerine giderek altın detaylarda suplaları da seçtik. Burada sadece lojistik olarak sorun yaşadık. Eşim bir gece önce arabaya yükledi , ve düğün yerine 200 adet suplaların sesleri eşliğinde gittik. Aynı şekilde düğünden sonraki gün gidip teslim ettik. Bunu iyi ayarlamak gerekiyor. Polo aramıza sığdı ama bu pek akıllıca bir iş değildi. 





Şeker masası için nişandan kalma objelerle beraber , Metro Gross marketten aldığım şekerler ve bir gece önce kurtarıcım yetenekli arkadaşım Berfu ile yaptığımız beze kulesini kullandım. Bir de hazır limonata ve çilek şurubunu karıştırıp çilekli limonata yaptık. Masada kullandığımız tabakları http://www.kullanatmarket.com dan aldım. Her renk , her desen , her temaya uygun plastik tabak ve parti malzemelerini bulabilirsiniz. 


Beze için herhangi bir pastahaneden beyaz beze aldım , pasta için satılan straforlardan alıp kürdanla sapladık. Sonrada yenebilir gıda spreyi alarak tüm kuleyi altın rengine boyadık. Çok kolay ve düzgün yapışmıyor , strafor yüzeyi düz olmadığı için aralarda boşluk kalabiliyor. Dikkatli olmak lazım. 



Pipet etiketlerini herhangi bir
matbaa da bastırabilirsiniz
Yönlendirme tabelasıda el yapımı



























Tag için English Home dan dantel perde aldım ve halacığımın elleriyle yaptığı çiçekleri taktık. Bu takma aşamalarında biz resim çekimindeydik. Şimdi büyük bir teşekkür ve minnet konuşması geliyor :)

O günkü muhteşem ekibimiz her şeyi o kadar güzel yaptı ki. Dostlarınıza güvenin , eğer gerçekten dostlarsa sizin en mutlu gününüzde akşam 6 ya kadar kan ter içinde kalarak çalışırlar. Yükseklik korkusu olan Sait ışıkları çadırın içinden geçirmek için merdiven tepesinde saatlerce çalıştı.


Işıkları çadırların içinden dolandırınmak çok akıllıcaydı ve inanılmaz şık durdu




El yapımı naked cake in yerine ne geçebilir ki 
O gün saatlerce kuaför masasında oturmak yerine , Berfum kendi elleriyle düğün pastamızı yaptı. Tahta yazılarımızı ve biberiyeleri tek tek ayıkladı Gamzecim. Masaları benim istediğin gibi yapmak için Esra,Selce,Berfu, Gamze akşama kadar didindiler. Tagın düzgün olması için onlarca çivi çaktı Tarık, Umut ve Sinan. Karşılama masasını özenle düzenledi Altuğ ve Begüm :)  Onlar olmasaydı düğün asla düğün olmazdı. Hepsi ama hepsi tek tek o kadar değerliler ki , yıllara uzanan arkadaşlığımız dostluğa sonradan da kardeşliğe dönüştü. Sizde gözünüz kapalı güvenebileceğiniz dostlarınıza sıkı sıkı sarılın , hayattaki en değerliler onlar çünkü. Evet kamu spotumuz dan sonra devam edelim :)




Selce ve Umut tagda kullanılacak perdeyi kesiyor


Ve sonuç muhteşem

Yol boyunca davetlileri düğün yerine getiren tabelalar damat bey tarafından asılmıştı


Davetiye için etsyden satın aldığım grafikleri yetenekli iç mimar , nikah şahidim , lise sıra arkadaşım Altuğ bir sanat eserine dönüştürdü. Menü kartı , nikah davetiyesi , adres kartı , masa numaraları , nedime mendilleri , şeker masası yazıları hepsi aynı temadan tasarlandı. Ve Kadıköyde bir matbaa da bastırıldı. 

Nikah şekeri yerine sokak hayvanlarına mama yardımında bulunduk 

Nedime elbiselerini mangodan aldım , çiçekleri halacım yaptı Selcemu aldı geldi. İndirim döneminde çok güzel elbiseler bulabilirsiniz. Hem sizden bir anı olarak kalacak , hemde fotoğraflarda aynı renk giyinen kızçelerinizi düğünde serbest bırakıp kıyafet zorunluluğu getirmemiş olursunuz. 


 Nedime mendillerini isme özel hazırladım ve düğün gününe kadar onlardan saklamayı başardım. Hediyeleri dağıtırken fotoğrafçımız Esra "Bir dakika bu önemli bir AN çekmem lazım " diyerek bu anımızı ölümsüzleştirmişti.

Bana instagram üzerinden en çok sorulan konulara geliyorum şimdi. Fotoğraf , saç, makyaj ve gelin taçım. İnanın düğün için verdiğim her karardan çok memnunum ama özellikle bu 4 konu içime en sinen insanlarla çalıştığım , şimdi iyi ki tanıdığım arkadaş oldum dediğim insanlar. Fotoğraflarımızı Hayat Ağacı Photography den Esra ve sonradan sürpriz bir şekilde aramıza katılan eşi Kıvanç çekti. Sizi çekim sırasında o kadar rahatlatıyorlar ki kendiniz olmanızı ve bu doğallıkla da fotoğrafların inanılmaz güzel çıkmasını sağlıyorlar. Sabah evden çıkışımızla başlayan süreç , hazırlık aşaması , 3 saatlik ön çekim ve sonrada düğün boyunca gelin-damat odaklı inanılmaz güzel karelerle düğün sonuna kadar devam etti.Yine olsa onlarla çalışırım.Kendilerine buradan bir kez daha öpücükler olsun.





Saç için tesadüf eseri instagramda bulduğum Fikret Tanrıverdi ile makyaj için ise Gözdeciğimin abisi Tuğcan Sağırlar ile çalıştım. Tuğcan bu sıralar yeni açmış olduğu Artizan Studio ile harika işler çıkarmakta. Fikret ve Tuğcan'ın iletişim bilgileri için bana ulaşabilirsiniz. 





Gelelim saç tacına :) Saçımı örgü yapacağım kesindi. Klasik taçlar çok demode geliyordu gözüme. Napsam napsam diye nette dolanırken AtelierPetit.8 in sanat eseri değerindeki taçlarına rastladım. Esra ile istediğim 2 tacın birleşim tasarımı için görüştüm ve Büşra yetenekli elleriyle bana tacımı yaptı. Şu an kendileriyle çok sıkı dost olduk. Esra ve Büşra iyi ki sizi tanımışım , yeteneğiniz , tatlılığınız ve iyi niyetiniz sizi çok çok iyi yerlere getirecek , getirdi. Yolunuz apaçık zaten bundan eminim. 

Gelin çiçeğimi Hippimippi'den aldım. Düğün günü sabah 10 da özel kuryeyle eve gelin çiçeğiniz gelince yüzünüze "işte bugün o gün gülümsemesi" anında oturuyor zaten.

Çiçek : Hippimippi 






Düğün hikayemiz Kış-2015 Cosmopolitan Bride sayısında yayınlandı. Orada  bu kadar detaylı olmasa bile süreci anlatmaya çalışmıştım. Tabi artık o sayıyı bulamayacağınız için mecbur bu yazıyı okuyacaksınız artık.



Geçen sene tamda bu haftanın cumartesisi işte bu anların hepsini birebir yaşıyorduk. 22 Ağustos bol yağmurlu çok kahkahalı eğlencenin dibine vurduğumuz bir düğün oldu bizim için.



Babacımla iskeleye yürüyoruz




Yağmur stresimi sizlere hiç aktarmayacağım , çünkü İYİ Kİ YAĞMUR YAĞDI dediğimiz bir düğün oldu bizim için. Gelinle damat bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun altında çılgınlar gibi dans ederse muhteşem misafirlerinizde tente altında oturmuyor merak etmeyin. Sadece o günün keyfini çıkarın , çünkü değiyor.



Eğlenceli düğünlerde yağmur yağarmış 




Evet o sağdaki şey gelinliğimin kuyruğu


Konuyla ilgili sormak istediğiniz bir şey olursa bana mail atabilir veya yorum kısmına sorularınızı yazabilirsiniz. 

Sevgiyle kalın.